Merhaba Çiğdem. Girişimcilik haftası kapsamında ICF Türkiye’ye verdiğin bu röportaj için şimdiden çok teşekkür ederim.
Öncelikle seni tanıyabilir miyiz, kimdir Çiğdem Akbaş?
Merhaba. Ben Çiğdem Akbaş. 35 yaşındayım. Ankara’da doğdum, büyüdüm. Makine mühendisiyim. Araştırmak, keşfetmek, yeni bir şeyler üretmek her zaman tutkum oldu. 2008 yılında profesyonel çalışmalarıma tasarım mühendisi olarak başladım. Savunma sektöründe çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra kendi girişimimi kurmaya karar verdim. Savunma sektörüne mühendislik hizmetleri vermek üzere 2017 yılında Ayrotec Mühendislik’i kurdum.
Çok teşekkürler bu giriş için. Çiğdem’in koçlukla ICF Türkiye ile tanışması nasıl gerçekleşti?
2019 yılında BizBizze Derneği’nin kadın girişimcilerin işlerini büyütmek üzere verdiği eğitim programı kapsamında ilk defa koçlukla tanıştım. Eğitimin ikinci modülü olan koçluk kısmında bana bir koç ataması yapıldı ve 4 seans çalışma yaptık.
Koçluğun ne olduğu aslında çok da derin bir bilgim yoktu. Program başlangıcında ICF Türkiye’den bir koç bize koçluğun ne olduğunu, nasıl işlediğini bize aktardı. Bu anlamda çok heyecanlanmıştım. Fakat asıl beni etkileyen kısım koçluk içinde yaptığımız çalışmalar oldu. Koçluğun etkisinin bu kadar hızlı ve etkili olacağını sanmıyordum.
Etkili olacağını sanmıyorum dedin az önce. Peki koçluğun girişimciliğine katkısı ne oldu?
Girişimcilik zorlu bir yolculuk. Çünkü olduğunuz kişiden sıyrılarak artık farklı bir kişi olmaya niyet etmek bir anlamda. Benim durumumda tasarım mühendisi kimliğinden ayrılarak, lider, yönetici, pazarlamacı, finansçı vb. gibi pek çok kimliği üzerime almam gerekiyordu. Bu değişimi yaşamak bazen çok kolay olabilirken, bazen nasıl değişeceğinizi bulamayıp, aynı noktada sürekli dönüp duruyorsunuz. Hatta bazen tamamen yolunuzu kaybedip, kaybolabiliyorsunuz. Koçluk çalışmaları sayesinde takıldığım noktaları nasıl aşabileceğimi fark ettim. Düşsem bile kalkabilmek için güç buldum. Daha somut örnekler verirsem, benim için önemli olan toplantılardan önce, boyumu çok aşacağını düşündüğüm işleri nasıl yapabileceğimi görmem için koçluklar aldım. Koçluklar sayesinde aslında olayların ya da durumların düşündüğüm kadar zor ya da karmaşık olmadığını fark ettim. Bunun sayesinde ilgili süreçleri daha hızlı ve kolay atlattım.
Koçluğun herkes için tanımı değişebiliyor. Zira herkesin kendine özel yaşadığı bir deneyim var. Çiğdem için koçluk nedir dersem, nasıl tanımlarsın?
Kesinlikle her insanın hayatında olması gereken profesyonel bir destek. Koçluk, benim için farkındalığın artması, görüş açısının değişmesi, büyük resme bakabilmek demek. Çiğdem Akbaş özelinde bir kolaylaştırıcı, hızlandırıcı bir katalizör gibi işliyor. Zihinsel bir dönüştürücü de diyebilirim belki de.
Peki bir mentörle de çalıştığını da biliyorum. Koçluk ve Mentörlük bu iki kavram ile ilgili ne söylemek istersin?
Koçluk ve mentörlük çok farklı iki kavram aslında. Koçluk süreci yorumsuz bir şekilde ilerliyor. Kendi kapasiten ve görüş açın özelinde farkındalık sağlanıyor. Mentörlükte ise bir mevcut durumu analiz ve bu kapsamda varılmak istenen nokta için tavsiye sürece dahil oluyor. Sizin yolunuzdan geçmiş birisinin deneyimlerinden faydalanıyorsunuz. Fakat koçluk çok daha özel bir durum. Kişiye has ve daha önceden de dediğim gibi yorumsuz, yargısız bir deneyim. Potansiyelini zorluyor, sınırları aşmana yardımcı oluyor!
Bugün bu Girişimcilik Haftasında girişimci olmak isteyenlere ne önerirsin?
Sanırım en başta pes etmemek gerekiyor. Çünkü her zaman bir engel olacak. Heyecanlı olmak gerekiyor ama bir yandan da temkinli olmak gerekiyor. Hedefler büyük olmalı ama ayakları da yere basmalı. Bu arada destek çemberinin olması da çok önemli. Aile, arkadaşlar, profesyonel destekler kesinlikle yolda kalmanızı sağlayacaktır.
Verdiğin bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederim. Son olarak ne söylemek istersin?
Son 6 yıldır öğrendiklerim sanırım, hayatta cesur olup, denemek. Olmuyorsa biraz daha zorlayıp, destek alarak ayağa kalkmak gerekiyor. Bazen de olmaz. Ama bence fark etmiyor, olmuyorsa da dersini öğrenip yola devam etmek gerek. Koçluk bu yolculukta benim için olmazları olur yapan bir süreç oldu.
ICF Türkiye’ye ayırdığın zaman için çok teşekkür ederim.
Kemal Başaranoğlu, MSc, PCC