Yanındayız Atölyeleri #5 – Koçluğuma Süpervizyon Dokunuşu

Etkinlik Hakkında

Profesyonel koçluk yolculuğunda her birimiz süpervizyon almanın gerekliliğini ve önemini biliyoruz.

Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) tarafından belirlenmiş ve tüm dünyada özenle üzerinde durulan profesyonel koçluğun etik ve standartları ile paralel olarak mesleğimizi icraa etmenin farkındalığı ile siz değerli üyelerimiz için Supervizyon serimizi başlatmanın heyacanı içerisindeyiz.

Koçluk yolculuğunuzda bugünden yarına kendi mesleki yetkinliğinize katkı sağlayacağına sonsuz inandığımız “Koçluğuma Süpervizyon Dokunuşu” serimizin konukları Akredite Süpervizyon Koçları olacak ve hem kendi deneyimlerinden hem de vaka örnekleri üzerinden paylaşımlar yaparak gelişime hizmet eden bir alan açacaklar.

İkinci oturumumuzun konuğu ICF PCC, Global Mentor EMCC Practitioner, Akredite Supervisor Bahr Zengingönül olacak.

“Koçluğuma Süpervizyon Dokunuşu” oturumlarımız kaynak gelişimi kategorisinde 2 CCE değerindedir. Katılımcılarımıza ayrıca katılım sertifikaları iletilecektir.

Sürekli gelişim bilinci ile kendini geliştirmek isteyen tüm profesyonel koçlara hatta eğitim süreci devam eden profesyonel koç olmaya aday herkese açıktır.

Ayrıca tüm profesyonel koçların mesleki gelişimlerine hizmet etmesi amacıyla ICF Türkiye tarafından düzenlenecek “Supervizyon” serisini sizlerin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmek isteriz. Bu kapsamda siz değerli üyelerimize iletilen mail aracılığı ile anket formunu doldurabilir ve özellikle işlenmesini istediğiniz konuları bizlerle paylaşabilirsiniz.

Bahar Zengingönül Hakkında

Bir Orman Mühendisinin kızı olarak başlayan yaşamımın ilk yılları Antalya’da tam anlamıyla doğanın içinde geçti, şimdilerde düşündüğüm zaman o yıllarda öğrendiklerim şunlardı:
-Doğayı gözlemleyerek her canlının doğup, çevresiyle uyumlanarak geliştiği sonra en güzel şeklini aldığı ve yine doğaya faydalı olarak yaşamını tamamladığı,
-Elimizdekilerle (ağaçlar, çiçekler, dal parçaları, taşlar…) yaratıcılığımızı sergileyerek oyunlar kurmak yani kısaca kaynakları kullanarak maksimum verimliliğe ve mutluluğa ulaşıldığı.
Bir de bunlara “insana” olan ilgim ve “insanı” anlama çabam eklenince Ankara Fen Lisesinden sonra ODTÜ ‘de devam eden mühendislik yolculuğum beni derslerinin içinde tek psikoloji dersi olan Endüstri Mühendisliğine götürdü.

Sistem kurma, sistemin en verimli işleyişine katkıda bulunma, kaynakların etkin kullanımına ilişkin çalışmalarımı Karsan ve Coats’ta uzman, Beymen Konfeksiyon Sanayii’nde Endüstri Müh. Bölümü yöneticisi olarak sürdürdüm.
Hiçbir sistemin, altyapının, üretimin verimliliğinin ‘insan’ siz olamayacağını idrak etmem beni İnsan Kaynakları Yöneticiliğine taşıdı.
Eval, Vestel ve Yeni Karamürsel bu yolculuğumdaki duraklarımdı. Bir İK yöneticisi olarak adil ve çalışanların yaptıklarının fark edilip, değerlendirildiği sistemler kurdum, yönettim.
Koçluğa başladıktan sonra adını koyduğum ‘yol açma’ değerim tüm çalışma yaşamımda bana eşlik etti ve hem bir yönetici olarak hem de bir anne olarak hep içimde benimle yan yanaydı. Yol açmak benim için, kişilere içindeki zenginliği aktarabildikleri, kendilerini özgürce ifade edebildikleri, sorumluluklarını alabildikleri ortamlar hazırlamak anlamına geliyordu. Daima “insana” güvenmeyi seçtim, bu seçim elbette bir risk içeriyordu, ancak bu risk göze almaya değerdi.
Emeklilik sonrasında sadece kendi değerlerimi hayata geçirebileceğim, hayatın bana verdiklerine karşılık verebileceğim ne yapabilirim sorusu, ’koçluk’ olarak cevaplandı. Hayatın bana şanslı davrandığına dair düşüncem beni karşılığını verebilmek için hep yolda tuttu.
Yaşamın sevgi, paylaşım, emek, insana saygı, farklılıkların kabulü ile bezenmiş, tıpkı bir şarkı gibi ahenkli olduğuna dair inancım ile öğrenmeyi, aktarmayı, paylaşmayı, çalışmayı hala sürdürüyorum.